Ana içeriğe atla

KIKIRDAK DERGİ

Bu Blogda Ara

KIKIRDAK DERGİ "MERHABA!" ÖZEL SAYISI

tarih: Nisan 25, 2021

Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar

Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar

Cem Kılınç'tan bir anlatı; "BİR DÜŞ GÖRDÜM"

BİR DÜŞ GÖRDÜM Bir Düş gördüm bugün, düşümde acı kelimesi yoktu hiç kimse acı çekmiyordu. Kötü kelimesi yoktu, olumsuz hiçbir özellik yoktu. Sadece olumlu özellikler ve kelimeler vardı. İyi, insanlık, dostluk, sadelik, eşitlik, adalet gibi kelimeler vardı düşümde. Duygulardan ağlamak, üzülmek, kızmak, küsmek yoktu, gülmek, sevinmek ve sonsuza kadar mutlu olmak vardı... Bir Düş gördüm ben gerçek dünyadan tamamen farklı bir düş. Biraz hayali, biraz gerçek bir ülke var düşümde. Doğal afetlerin olmadığı, insanların ölmediği, hiçbir derdin ve sorunların olmadığı bir ülke... Evet görüyorum ne kadar mutlu olduklarını kadınların, çocukların ve de ağaçların. Bu ülkenin sınırları yok, içinde sayabileceğimiz kadar insan yok, iyiliğe kucak açmış herkes burada. Televizyon görüyorum düşümde içinde sadece öğretici programların olduğu bir televizyon, telefonlar görüyorum içinde sadece bilgiler olan, sonsuz sayıda kitaplar görüyorum. Dedim ya bir düş sadece, güzel olan ama gerçekleşmesi mucizeye ...

Şair Aykut Akgül'ün kaleminden; "TALAN EDİLEN BİR TELAŞ, KUSMAK"

Talan edilen bir telaş, kusmak haddinden gizlenen olasılıklar incecik bir pelerine saplanmış kabile yeter derecede masum kalmayı öğrenemedik niye tek kelime denilse hep aklıma "feci" demek gelir tabi öte yandan bu karabasan denen veletin babası kim yoksa oda mı her yetim gibi benimle konuşurken ayakkabılarıma bak sana her hissinden hırpalanmış bir halka nasıl davranılır onu gösterdim sana benimle konuşurken siktir git dedim benimle konuşurken siktir git bir kuş sürüsü gibi düşer beklemek alnımdan kapılara içimde çalıntı bir bisiklet heyecanı ve artık vaktin söze sığmaz anında bir kavga ben sana bir kaç bardak su uzatmanın kerbelasıyım dikişleri patlak bir kente giriyorum ilk yara aldığı yerinden trenlerle vapurlarla basıyorum onu soldan sağa yumruklar tükürerek kükreyerek bütün heykellerin tozlu doruklarına ve makasla yırtılan gelinlikler var arkamda bir bidon benzin dökülüp yakılan damatlıklar balyozla parçalanan gecekondular...

Onur Saflı'dan bir öykü; PEŞİNDE

“Uçurumdan kurtulmanın tek yolu ona bakmak, derinliğini ölçmek ve kendini o boşluğa bırakmaktır.” ...

Blogger tarafından desteklenmektedir

Tema resimleri duncan1890 tarafından tasarlanmıştır