KIRMIZI MİNİBÜS
Gecekonduda otururduk biz. Babam mevsimlik tarım işçisi olarak çalışırdı. Kışın da çoğu zaman taksi, minibüs sürerdi. Elleri çok yaşlıydı babamın. Nasırlarla dolu, sigara kokan yaşlı elleri vardı. Henüz kırk yaşında olmasına rağmen elleri yaşlı bir insanın eline benziyordu. Hareketli bir hayatım yoktu benim. Zamanımın çoğunu odamdaki soğuk pencerenin önünde geçirirdim. Mızıka çalardım orada. Çok gürültü çıkardığım için defalarca azar işitmiştim annemden. Annem tatlı kadındı. Hafif kilolu, kısa boylu biriydi. Neredeyse yarı boyuma kadar gelirdi. Liseyi ikinci sınıfta bıraktığım için bir yıla yakın konuşmamıştı benimle. Pembe yanaklarından öpmeyi çok severdim onu.
Liseyi bırakmamın ardından sanayide çalışmaya başlamıştım. Babam okumam için çok ısrar ederdi. Dayanamazdım, gözlerindeki yorgunluğa baktıkça ona destek olmak, çalışmak isterdim. O fazla konuşmayan adam karşımda saatlerce okulumu bitirmem için benimle konuşur, parlak tütün kutusundan çıkardığı kağıtlara tütününü sarar, öksürerek dil dökerdi. İnattım o zamanlar. Gençliğin verdiği bir şey olsa gerek, güçlü hissederdim kendimi. O çoğu zaman yağ eksilttiği için gelen kırmızı minibüsü almak için para biriktirirdim. Onu satın alıp ailemi rahat ettirmek en büyük hayalimdi.
Kış boyu çoğu zaman annemin yazdan toplayıp buzluğa attığı madımakları ve semiz otların yerdik. Komşulardan gelen mis gibi yemek kokuları beni çok üzerdi. O kırmızı minibüsü aldığım zaman her şeyin düzeleceğini zannederdim. Çocuk aklı işte. Babam çok söylerdi, ‘şu minibüsten bi tane alabilsem, hiç yoksa elin kapısında hizmet etmektense kendi işimde rahat ederim’ derdi. Oradan aklımda kalmış olsa ki, her yağ bakımına geldiğinde imrenerek bakardım o minibüse.
Şimdi o minibüs benim kapımın önünde duruyor. Her akşam Sincan hattında çalışıyorum. Rahmetlik babamın görmesini çok isterdim. İnanmazdı bana çünkü. ‘Minibüs almak kim, biz kim’ derdi. Belki fazla kazanamıyorum ama hiç yoksa küçükken imrenerek kokladığım o komşudan gelen yemek kokuları artık bizim mutfaktan da geliyor. Annemin artık evlen diye sürekli sıkıştırması dışında güzel bir hayatım var. İtiraf etmeliyim, keşke liseyi bitirseydim de adam akıllı bir işe girseydim. Gene haklısın baba. Her konuda olduğun gibi, gene haklısın. Yanıldığını tek konu, o kırmızı minibüs.
ALİ DOLU
Yorumlar
Yorum Gönder